. * ZIYARETÇİ DEFTERİ İÇİN TIKLAYIN

8 Nisan 2012 Pazar

Birsen Tezer Live! - 06 Nisan- Mask - Beyoğlu/İstanbul

Merhaba
06 Nisan Cuma gecesi Beyoğlu Mask'taydık. Okul Paskalya tatilinde olduğu için keyifli bir gün olarak başladı benim için. Aynı zamanda yakın arkadaşlarım Erdem Ün ve Pınar Korkmaz'ın nikahının da olması günümü mutlu kılıyordu. Her ne kadar yetişemeyecek olsam da.

Saat 16.00 gibi eşyalarımızı almaya gelen rodimiz Cevdet Abi'nin arabasıyla geldim Mask'a. Açıkçası diğer yollarla karşıya geçmeye üşendim. Saat 17.00 gibi Mask'taydım. Seslerimizi alan arkadaşımız Gürhan Öğütücü oradayken hemen kendi soundcheckimi yaptım ve bitirdim. Ardından Tünel'e yürüdüm, biraz İstiklal'de dolaştım, vakit geçirdim. Yazın kendini hissettirdiği ilk gündü. İlk kez insanlar t-shirt ile geziyorlardı diyebilirim.
Daha sonra tekrar mekana döndüm ve gelen ekiple birlikte seslerimize bakıp bitirdik. Sesler tüm gece güzeldi. Ardından geleneğimiz gereği sahne öncesi rahatlama amaçlı sofra ritüelimizi gerçekleştireceğimiz bir mekan ararken tam da Mask'ın karşısındaki Süper Restaurant(!) dikkatimiz çekti. 'Haydi' dedik; 'bu kez burada oturalım!' Rakılı, biralı mezeli bir sofra hazırlattık. Bir güzel keyif yaptık. Mask'ın halkla ilişkilerinden sorumlu arkadaşım Duygu Dobulga da bize katıldı.

Program saati geldiğinde kulise geçtik ve ardından sahnedeki yerlerimizi aldık. Başta nispeten seyrek olan seyircimiz ilerleyen saatlerde mekanı doldurdu. 'Bilsen' ile başladık. Keyifli bir program olacağa benziyordu. 3. şarkı olarak ekibimizin bass gitristi Gürol Ağırbaş'ın 'Şelpe'sini seslendirdik birlikte. Cihan albüm parçalarımızın bir kısmını seslendirdikten sonra ara verdik.

2. sete alışıldığı üzere yalnızca ben ve Birsen çıktık. Bir 'Birsen Tezer- Hüsnü Arkan' düeti olan 'Hoş geldin'i düet olarak seslendirdik. Ardından 2. albümde Birsen'in İlhan Şeşen'le düet olarak seslendireceği 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey' filmi soundtrackini seslendirdik yine düet olarak. Daha sonra sahne arkadaşlarımız yerlerini aldılar. Cihan albüm ve Ortaçgil şarkılarına devam ettik. Ardından yine Gürol abiye ait olan ve sözlerini Ortaçgil'in yazdığı '108' isimli parçayı seslendirdik. Kanun parçalarını da yaptıktan sonra hem Ortaçgil 'Tribute' albümünde hem de ekip olarak kaydettiğimiz Cihan albümünde seslendirdiğimiz 'Çığlık çığlığa'yı çalarak programımızı bitirdik.
Ben aceleyle çıktım ve yine rodimiz Cevdet abiyle Kadıköy Hilton Roofundaki yeni evlenen arkadaşlarımın yanına koştum. Partinin sonuna yetiştim. Ne zamandır görmediğim arkadaşlarımı gördüm Evli çiftimizi sabaha karşı odalarına uğurlayıp evlerimize dağıldık. Bu arada Hilton Roof acayip bir yer. Rus dansçılar falan dans ediyor lafı gelmişken. Ama dj müziği var, o bakımdan zor dayanabildim...

Şimdi, aslında söylemeden geçemeyeceğim bazı şeyler var. Şimdiye dek çok tuttum ama sonuçta burası benim günlüğüm, istediğim gibi içimi dökebilirim. Kimseyi kırmak istemem ama paylaşacağım bazı düşüncelerim var. ..
Sahnede olmak güzel. Dinleyen, dinlemesini bilen seyircimiz güzel. Bize, şarkılarımıza, emeğimize değer verdiklerini bilmek güzel.
Fakat sadece Birsen Tezer dinlemiş olmak için, kendine entellektüel hava vermek adına -ki ruhunda olmadan bu imkansız; konsere gelmiş olmak için, sahnedeki gerçek müzik emekçileri nasıl dinlenir bilmeden, eğlence dışında da ruha hitap için müzik yapan müzisyeni dinleme terbiyesi almadan, bilincine ulaşmadan karşımızda olan seyirciden rahatsız olduğumu(zu) en azından kendi açımdan buradan paylaşmak istiyorum. Sürekli olarak konuşan, gülen, kahkaha atan, üç dakikada bir şangır şungur kadeh tokuşturan, sahneye müdahale eden, bizimle senli-benli konuşan bir seyirci tercih etmeyiz elbette. Kendi adıma. O tür müzik, müzisyen ve seyirci her yerde var. Lütfen onlar birbirini bulsun. Bu bir bilinç ve bu bilinçte bir seyirci gerçekten çok saygıdeğer. Yüksek müziğe ve müzisyenliğe yükselmiş, bu işin okullarında uzun yıllar dirsek çürütmüş, çok zor dersleri vermiş, popüler kafadan ayrılmış, yalnızca ruhuyla, yüksek ve derin tekniklerle, dinleyene de zaten bu yüzden büyülü gibi gelen tınılara ulaşmış, çalgılarına on binlerce dolar yatırım yapmış, seyirciye iyi ve kaliteli tınılar ve yüksek enerjide bir şeyler aktarmaya çalışan müzisyeni; gülerek, konuşarak, müzikal cümleler yaratırken konsantrasyonunu dağıtarak tüm gecenin büyüsünü bozmayın. İyi dinleyenleri gözleyin, onlar gibi olun. Müzisyenler onların karşısında belki bir saattir çalıyor ama ortalama 20 sene + 1 saattir çalıyor. Şimdiye dek binlerce sahne saati yapmış, milyonlarca nota basmış, on binlerce etüt yaparak seyirciye en iyisini sunmak için zamanında kabuğuna çekilmiş, ailesinden, sevdiğinden bu uğurda feragat etmiş, ailesinden belki de bu uğurda çok sitem işitmiş, kendini izleyen on binlerce insanın karşısına çıkmış çalmış, zamanında dizleri tir tir titremiş insanlar bu müzisyenler. En azından bunlara istinaden saygıyla izleyip, sevgiyle dinlemek lazım. Bu nasıl atlanır da kahkahalar tavan yapar? Ne münasebet? (Kemik Birsen Tezer dinleyicisi ve iyi bir şeyler dinleyen arkadaşları tenzih ederim. Mask'ta bizleri izleyenleri de töhmet altında bırakmayayım. Ben sadece mekan belirtmeden bir kısım bar dinleyicisinden bahsediyorum. Konser salonlarından asla bahsetmiyorum zaten, o hep güzel şükür ki)
İşin içinde şöyle bir trik var; bu tür müzik bu şekilde dinlenir. Hepimiz eğlence müziği de yapıyoruz bazen. Hatta ben bebeyken düğün salonlarında çalışarak geldim şimdiki yerime. O müzikte dilediğin gibi eğlen, çık sahneye müzisyenle yanak yanağa şarkı söyle, farketmez. O müzikte bu yakınlığınız, eğlenmeniz hoşumuza da gider. Örneğin diğer kendi poprock grubum Taxi Band'le doyasıya eğlendiğimiz geceler oluyor. Ama müzik tarzına, icra şekline göre işler değişir.

O gece özellikle Twitter'daki takipçilerimiz (Örneğin; @sohretus, @ilkeersoy, @McGuvem) bu tür dinleyicilerle birlikte olmaktan duydukları sıkıntıları yoğun olarak dile getiridiler. Ama zannetmesinler ki sesleri duyulmuyor ya da seslerini duyurmaya çalıştıkları insanlar onları duymuyor, görmüyor. Bu insanlar dinlemeyi bilen insanlarla bir arada olmak istiyorlar. Dostlar alışverişte görsün diye gelen arkadaşlara bu feryat. Duyurulur. Kaldı ki ben de gerçekten çok sinirlendim ve tatsızlık çıkmaması için kendimi bayağı bir dizginledim açıkçası. Kendim için değil zaten ama özellikle Birsen, Gürol Ağırbaş ve Emre için söylüyorum bunları. Umarım anlaması gereken güruh anlamıştır.

Elbette sessiz sedasız mum gibi, sustalı maymun gibi konuşmadan, gülmeden program izlenmez. Ama biz o bahsi geçen güruhun karşısına nasıl bir inançla, konsantrasyonla, gülmeden, konuşmadan çıkıyorsak siz de aynı saygıyla dinleyin, şarkı bitmeden salonu terk etmeyin, tlf.larınızı sessize alın ve kadeh tokuşturmayın falan filan. İnsan fısıltıyla konuşur, solo atılırken kahkaha ile gülmez, kendi arasında uzun uzun sohbet etmez, dışardan belli olmasa da iki saate yakın zamandır pozisyonunu değiştirmeden, stabil duran bir insana göre olağanüstü fiziksel ve mental perfomans gösteren bir müzisyeni, sakız gibi isteklerle zorlayarak bis yapılmaz, solisti bastırırcasına afedersiniz k.çını yırtar gibi 'benim de sesim güzel' diye gözümüze sokmak için şarkıya eşlik edilmez. Yani ben anlayamıyorum , o zaman neden bilet parası verdin dinlemek için? Söylemeye gerek bile yok aslında. Bu kişiler, bu basit ve olması gereken şeyleri öğrenmeli. Müzik dinlemenin de bir adabı vardır ve takdir edersiniz ki bunun nasıl olacağını biz iyi biliriz. Sözüm meclisten dışarıdır dediğim gibi. Dinlemesini çok iyi bilen bir dinleyicimiz var. Dinleyicimiz olmayalara söylüyorum ben aslında. Bir de herkes müzisyenlerin bu ortak fikrini bilmeyebilir. Ben buradan meslektaşlarım adına dile getireyim dedim. Bu benim sadece Birsen Tezer ekibi adına söylenmem değil. 22 senelik sahne hayatımda rahatsız olduğum genel bir husus. Ve gerekiyorsa artık evet; söz bize düşüyor, 22 sene sonunda bunu hakediyoruz nitekim.
Eğlence müziği yaptığımızda ise tam tersi. Zaten kimse yüzünü asıp oturmasın, eşlik etsin, alkış tutsun, dans etsin. Olay budur...

Konuyla ilgili detaylar, dinleyenlerimizden @Mellodram @HaticeYldrim'ın Twitter üzerinden paylaştıkları ve kendi izinleri ile yayınladığım, mekanda o akşam çekilen 'İstanbul' şarkısının videosunda net olarak görülebilir. Örneğin videoda şarkı girişinde, şarkı tam başlamadan önce, olmayan bir takım notalar basmamın sebebi sadece Emre'nin hazırlıklarını bitirmesini beklememden kaynaklı değil, aynı zamanda sessizlğin dinmesi, dikkatin sahneye toplanması içindir de. Videoyu yazı sonunda bulabilirsiniz.

18 Nisan Eskişehir konserine kadar yazılarıma ara veriyorum, çünkü ilk konserimiz o tarihte.
Herkese sevgi ve saygılar, İstanbul seyircimize teşekkürler.
Görüşmek üzere.












6 yorum:

  1. Müzik dinlemeyi bilmeyen sayıları bir hayli fazla olan insanlar var ne yazık ki...Müzik kültürü olmadığı gibi cep telefonu kullanmaktan da bihaberler!Üstelik bunun eğitimle de ilgisi yok, seviye gene de düşük olabiliyor. Kendine bile saygısı olmayan insanlardan çok şey bekliyoruz bence. Yurt dışının sürekli örnek verilmesi itici gelir insanlara ama ben o insanların kendilerine ve birbirlerine olan saygısını bizdeki sevgi seline(!) tercih ederim. (- ki bu dışardan ne soğuk insanlar yaaa şeklinde algılanır.)

    YanıtlaSil
  2. Evet haklısınız. Müzik dinlemeye para ödeyecek seviyede ve bilinçte olan birisi bile bu daha detaylı konuları düşünemiyor, akıl edemiyorken; güzel sanatlara ilgisiz, sosyo-kültürel açısı, politik görüşü kısıtlı kişilerden ne bekleyebiliriz ki? Elbette yurt dışındaki kültür seviyesi ve düşünce sistemi evrensel olan kitlelerden örnek verebiliriz. Çağdaş medeniyet seviyesi de budur işte. Seviyeyi yakalamış milletlere ulaşmak, gerekiyorsa örnek almak gerekir. Geri kalan her düşünce şekli faşisttir.

    YanıtlaSil
  3. Bu tatta dinleyici hem sahnenin hem de diğer dinleyenlerin genel sıkıntısı. Konser bitmeden bile çıktığımı hatırlarım sırf boyle guruh yuzunden. Uyarırsın bir de tatsızlık çıkarmaya falan kalkar. Üzüldüm gerçekten, neyse Ankara konserinde unuttururuz :)

    YanıtlaSil
  4. Seyrek oluyor neyse ki diyelim bari. Bazen 'şşş' falan yapar seyirciler mesela. Onlardan bolca olsun. Bu arada Ankara hep güzeldi. Yine güzel olur umarım, bekliyoruz konsere. Umarım akustik gitarın görevleri düşüncelerinizi değiştirir. Sevgiler, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  5. Aslında bizler en çok bar konserlerini severiz. Sanatçı ile birebir temas kurarız. Daha samimi daha yakın ve daha heyecanlıdır. Ama maalesef bar konserini çekilmez hale getirdiler. Onlar için oraya gelmek sadece alkol,kahkaha, aptal saptal bakışlar,hareketler ve terbiyemin müsaade etmediği birçok neden.. Ve maalesef bunlar için yapılabilecek hiçbir şey yok, kişilik meselesi. Konuşulmaya bile değmezler aslında! Esen kalınız.. Karga konserinde görüşmek dileğiyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler görüşlerinizi paylaştığınız için. Biz sizlerin farkındayız. Dİğerlerinin de. İyi ki varsınız. Derim ya hep; biz bize benzeriz. Konserlere bekliyoruz.
      Sevgiler

      Sil