. * ZIYARETÇİ DEFTERİ İÇİN TIKLAYIN

9 Ağustos 2012 Perşembe

'BİRSEN TEZER & Ekip' Live!- 2012 Yaz - 5. Turne, 5. Ayak - Dalga; Ortakent/BODRUM



Merhaba

Fethiye Kayaköy Sanat Kampı'ındaki konserimizden sonra Bodrum'a doğru yola koyulduk. Bodrum programlarında yalnızca Birsen ve ben olacaktık. Emre özel işleri nedeniyle İstanbul'a dönecekti. Zaten turneye trio şeklinde çıkmıştık ama Bodrum dinletileri için 'Dou'ya döndük :)

15 Temmuzda öğle saatlerinde yola çıktık. Önce Kayaköy'de bir açık hava restoranında serpme kahvaltı yaptık. Ardından Bodrum yoluna koyulduk. Fakat Dalyan'da arkadaşlarımız olduğundan ve yolumuz da Dalyan'dan geçtiğinden uğramadan edemedik. İzmirli cover rock grubu No Name'in iki elamanı Gökhan ve Emin Sami Dalyan'da Jazz Bar'da akustik olarak çalıyorlardı. Gökhan'ın eşi Hülya ve arkadaşları Olcay da oradaydı. Buluştuk, sarıldık, hasret giderdik. Bizi ayağımızın tozuyla İztuzu Plajı'na götürmek için tekneye bindirdiler. İlk defa Dalyan'daydım ve resmen büyülendim. Çok güzel manzaralar arasından, sazlıklardan İztuzu'na geldik. Biliyorsunuz İztuzu Türkiye'de Caretta'ların yumurta bırakmayı tercih ettiği 4-5 sahilden biri ve en büyüğü. Burada bir yemek ve deniz faslından sonra geri döndük ve Bodrum yoluna devam ettik. Akşamüstü Bodrum'a vardık. Ben hemen otele yerleştim ve arkadaşlarımla buluştum.

17 Temmuzda Ortakent Dalga'da ilk dinletimizi yaptık. Bir yıl aradan sonra ilk Bodrum programımızdı. Dalga'da yer yoktu. Kapıdan dönenler vardı. Bilmeyenler için; Dalga, yani tam adıyla 'Dalga Beach' Bodrum/Ortakent'te, gündüzleri plaj, akşamları bar olan, restoran hizmeti de veren izole diyebileceğimiz bir mekan. Haliyle açık ve denize sıfır. Gece üstünde gerili brandalarla, odeon şeklinde sahneye bakan beyaz dinleyici koltuklarıyla, bir yandan denizden gelen dalga sesleriyle, tealight'larıyla ve de müzikleriyle gerçekten ruha terapi şeklinde gelebilecek dizaynda bir mekan. Burada müzik yapmak çok keyifli.

Program vaktinde seslerimiz alan Gürkan abi ile birlikte Birsen ve ben programa başladık. Yine tam önümüzde dinleyiciler, ellerinde içkileri ile sessiz sedasız bizi dinliyorlardı. İzleyenler arasında Güvenç Dağüstün, Selçuk Yöntem, kızı; arkadaşımız Iraz, Özgü Namal, Ozan Güven gibi isimler de vardı.
Bir ara Birsen, Güvenç'i ve ardından bir şiir için Selçuk Yöntem'i sahneye davet etti.
Özel gitar öğrencilerimden Berk ve ailesi ile daimi dinleyicilerimizden Dilara da mekandaydı. Cihan albüm parçalarımızdan ve Ortaçgil'den parçalar çalarak ilk seti tamamladık.

2. sette yine 'Hoş geldin' ve 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey'i  Birsen'le düet olarak seslendirdik. Ardından ben  tek olarak bir Kızılok parçası söyledim.

Ayin gibi, terapi gibi gecemiz 02.00'ye doğru bitti. Ardından ayın 20'sinde bir program daha yaptık. İnanın bir öncekinden hiçbir farkı yoktu. Her ikisindeki fotoları da aşağıda paylaşıyorum. Hatta turnemizin genelinden derlenen video mix'i de paylaşıyorum :)

Yukarıda Gümüşlük Zemda konser yazımızda görüşmek üzere....






























'BİRSEN TEZER & Ekip' Live! - 2012 Yaz- 5. Turne, 4. Ayak - Kayaköy Sanat Kampı; FETHİYE



Merhaba

Kaş'ta verdiğimiz 2 konserin ardından Fethiye Kayaköy Sanat Kampı'nda konser vermek üzere yola koyulduk. Kayaköy'deki müthiş yıkıntı evlerin önünden geçe geçe önce kalacağımız yere geldik. Bahçe içinde, kendi halinde, aile işletmesi bir yerdi. Basit ve gösterişsiz bir hayat süren ailenin bir de Golden cinsi köpeği vardı.

Akşamüstü soundcheck için mekana gittik. Ortasında havuz olan, doğa ile iç içe, tamamen kendi havasında kamp halinde insanların kaldığı izole bir yere geldik. Sesleri almakta çok sıkıntı çektik. Tam tatmin olamadan soundchecki bitirdik. Başlarda mekana ısınamasam da daha sonra ne denli nefis bir yer olduğunu fark ettim.

Daha sonra bize ellerinden geldiği şartlarda mükellef bir sofra hazırladılar. Bu tür yerlerde böyle donanımlı sofra bulmanın imkansız olduğunu düşünsek de o akşam yanıldık doğrusu.

İnsanlar çok garip gerçekten. Bu kadar sapa ve dağın başı bir yerde, sokak lambası dahi olmadan, karanlıkta yürüye yürüye güzel işleri kovalayan, bizi dinlemek için bin bir zorluğu göze alan bir kitle var. Bu insanı çok mutlu eden bir şey. İşte o anlarda yalnız olmadaığınızı, sesinizi, müziğinizi birilerine duyurabilmiş olduğunuzu hissedebiliyorsunuz.

Program saati geldi. Dinletimiz alkışlarla başladı. Havuzun öbür tarafındaki tıklım tıklım minderler sessizlik içinde bizleri dinliyordu. Atmosfer müthişti. Cihan albüm şarkılarını çaldık. Ardından ara verdik.

2. programa alışıldığı üzere Birsen Tezer-Hüsnü Arkan düeti olan 'Hoş geldin'i ve Birsen Tezer-İlhan Şeşen düeti olan 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey'i Birsen'le birlikte seslendirdik. Daha sonra yine 'Cihan' albüm şarkılarına ve Ortaçgil şarkılarına devam ettik. Programımız sona erdiğinde seyircilerimiz bizi indirmek istemediler. Bu denli güzel bir konser oldu diyebilirim.

Daha sonra kamp sahibi arkadaşla da muhabbet ettik. Arazi kendilerininmiş, önceden 3-5 kişi ile başladıkları bu kamp olayına şimdi neredeyse yaz boyunca rezervasyonsuz kimseyi alamıyorlarmış bile. Kışın Hindistan'da vaktini geçiren kamp sahibi arkadaş yaz geldiğinde kampçıları her gün başka bir koya yürüyüşe götürüyor, tırmanış yaptırıyormuş. Çok keyifli bir kamp hayatı isteyenler için önerebilirim. Tabii her kamp hayatı gibi börtü-böcekle derdi olmayanlar için. Mesela benlik değil pek  :)

Bol bol foto ve imzadan sonra güzel hatırlarla kaldığımız yere döndük ve ertesi günkü Bodrum yolculuğumuz için istirahate çekildik.

Kayaköy Sanat Kampı'ndaki arkadaşların hazırladığı sahnemizden videoyu ve geceden fotoğrafları yazı sonunda bulabilirsiniz..

Bir üstte Bodrum program yazımızda görüşmek üzere...
























'BİRSEN TEZER & Ekip' Live! - 2012 Yaz - 5. Turne, 3. Ayak - Echo Bar ; KAŞ



Merhaba

12 Temmuzda öğleden sonra Göcek'ten ayrıldık. 12'si ve 13'ü gecesi Kaş Echo Bar'da çalmak üzere yola koyulduk. Yine bir 3 saat kadar yol gidecektik. Mola vere vere devam ettik. Ritüelimiz ve iyi konserler totemimiz üzerine her seferinde olduğu gibi yine Redd'in sevdiğimiz parçaları ile Kaş'a giriş yaptık :)
Echo'ya geldik ve eşyalarımızı indirip biraz soluklandıktan sonra otelimize geçtik. 
Geçen sene geldiğimizde yazın en sıcak ve nemli günlerine denk gelmiştik ve hepimiz fena bunalmıştık. Bu sene sıcaklık her ne kadar 40 dereceler civarında geziyor olsa  da geçen seneye nispeten daha serin hava vardı. Bu, bizi daha neşeli, geçimli, verimli kılmıştı diyebilirim. Akşamüstü Hidayet'e plaja gittik.Tertemiz denize girdik...

Programdan önce Kaş'ın en güzel mekanlarından BahçeBalık'ta akşam yemeğimizi yedik, sohbet ettik ve geceye hazırlandık.

Echo'ya geldiğimizde gecemizin yine muhteşem geçeceğini anlamıştım. Güzel insanlar barın bahçesini doldurmuş konser saatini bekliyorlardı. Bir mekan bu kadar naif ve güzel insanlarla dolu olsun. Süperdi gerçekten. 

Konser saati geldi ve biz programımıza başladık. Seyircilerden sahneye yakın olanlar hemen önümüzde yere oturdular, arkadakiler de ayakta izliyorlardı. Sessiz sedasız en ince nüanslara kadar çalabiliyorduk. Bu bizim müziğimizde çok önemli bir durum ve burada bunu icra edebiliyoruz. Gerçi ikinci gece yine çenesi düşük arkadaşlar vardı, ayrı ama genel olarak Kaş dinleyicisi iyidir. İlk gece bir çok tiyatro oyuncusu da mekanda idi. Demet Evgar en önde oturarak bizi izleyenlerdendi hatta. Takipçilerimizle yazlık yerlerde denk gelmek gayet keyifli bir durum. 

Seslerimiz gece boyunca fena değildi. İkinci gece ilk geceden biraz farklı geldi bana, o kadar. Cihan albüm şarkılarımızı ve Ortaçgil'den şarkılar çaldık. Ardından yine Birsen ve ben 'Hoş geldin' ve 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey'i seslendirdik. Terapi gibi bir geceydi doğrusu. Aynı gece İstanbul'dan arkadaşım Barış'ın da mekanda olduğunu gördüm. Hatta en önce kadar gelip tam ayağımın ucunda oturdu, sizin için bir kaç fotoğraf da o çekti.

Nefis bir gece geçirdik. Sabahın ilk saatlerine kadar takıldık. Daha sonra odalarımıza dağıldık. 
Ertesi gün Kaş Kamping'e götürdü Barış bizi. Orada bayağı bir zaman geçirdik. Denize girdik, yedik içtik ve akşam program için tekrar otele döndük. 

Asmaaltı'na, benim, Zuzu'nun, Gizem'in ve Çeto'nun arkadaşı olan, eski Alt Kemancı'nın barmeid'i  Elif'i görmeye ve bizim çocukların selamını iletmeye gittim bir ara. Yine Kaş'ta giyim dükkanı olan arkadaşım Savaş'a uğradım, onunla biraz vakit geçirdim. 

2. gece de gayet güzel geçti. Yine bar tıklım tıklım dinleyicimiz ile doluydu. 2 güzel geceden sonra işletmecisi bizim Barış'ın arkadaşlarından olan Neco Hanım'ın (!) Cafe 7 adlı çok güzel mekanında, portakal ağaçlarının altında kahvaltımızı ettik ve Kaş'tan seneye görüşmek üzere ayrıldık. 

İstanbul'dan Barış'ın ve benim arkadaşımız Hakan da bizim konserden bir gün sonra Kaş'a gelmiş, bizim afişi görmüş, kahrolmuş ve foto çektirip bana göndermiş :) O da aşağıda...

Geçen seneye nazaran daha güzel hatıralarla Kaş'tan ayrıldım. Bundan sonra aklımda daha hatırlanası bir yer olarak kalacak...

Yukarıda Fethiye konser yazımızda görüşmek üzere...