. * ZIYARETÇİ DEFTERİ İÇİN TIKLAYIN

29 Mart 2012 Perşembe

Birsen Tezer Live! - 26 Mart 2012- VKV Ford Otosan -Gölcük


Merhaba
26 Mart Pazartesi günü Vehbi Koç Vakfı Ford-Otosan Kültür ve Yaşam Merkezi'nde konserimiz vardı. VKV, Gölcük'te Ford Otosan bünyesinde ücretsiz konserler düzenliyor ve mütemadiyen kaliteli işlere imza atan sanatçıları sahnesinde ağırlıyor. Biz de Birsen Tezer ve ekip müzisyenleri olarak bu sahnede yerimizi aldık. Aslında konser daha önce gerçekleşecekti ama Ford Otosan'ın genel müdürünün vefatı nedeniyle planlanandan bir ay kadar sonra sahne alabildik.
Konserde bizimle ilgilenen, sonradan bir arkadaşımın yeğeni olduğunu öğrendiğim sevgili Fulya Küçükaksoy'dan öğrendiğimize göre; bizim konser için 160 kişilik salona 800 kişilik bir talep olmuş ve yönetim kura yöntemi ile bu 160 kişiyi belirlemek zorunda kalmış. Ne güzel...

Pazartesi günü izin günüm olduğundan bu kez ekipten ayrı gelme gibi bir sorun yaşamadım ve bundan dolayı da son derece mutluydum açıkçası. Saat 13.00 gibi konser minibüsü ile evlerimizden alındık. Gölcük yolu üzerinde deniz kıyısında bir cafede mola verdik.
Ardından tesislere geldik. Fulya Hanım bizi karşıladı. Kulisimize yerleştikten sonra sound check için sahneye yerleştik. Seslerimiz iyiydi. Duyum güzeldi. Tüm konser boyunca da iyiydi diyebilirim. Daha sonra tesiste bulunan şık bir restorana götürdü bizi Fulya Hanım. Burada epey vakit geçirdik. Emre'yle ikimiz restorandaki güzel menüye göz atınca yolda cafede yediğimiz hamburgere ve yetmezmiş gibi üstüne yediğimiz tosta bayağı bi saydırdık :)

Yemekten sonra kuliste yerlerimizi aldık. Kuliste gazoz kapağıyla masaüstünde futbol oynamaktan tutun da bulduğumuz maskelerle şamata yapacak kadar vakit bulduk. Sahne sırası geldiğinde alkışlarla yerimizi aldık. Salonun tamamı doluydu. Seyircimiz yine sessizdi, pür dikkat bizi dinlediler, şarkılarımıza eşlik ettiler, sevdikleri parçaları istek yaptılar. Ekibimizin bass gitaristi Gürol Ağırbaş'ın iki şarkısı olan 108 ve Şelpe'yi de bu konserde seslendirdik. Tüm 'Cihan' albüm parçalarımızı, Ortaçgil'den bir kaç parça ve bir Birsen Tezer-Hüsnü Arkan düeti olan 'Hoş geldin'i Birsen'le ikimiz düet olarak çaldık, söyledik. Tek set program yapıp bitirdik.

Çok güzel seyircimiz vardı. Bayağı mutlu şekilde indik. Konser sonrasında imza ve fotoğraf ritüeli gerçekleşti. O an için fotoğraf çektirmeye fırsat bulamayan Gölcüklü dinleyicilerimiz yazı sonunda kendi fotoğraflarını bulabilirler belki.

Daha sonra üstümüzü değiştirdik ve tesisten ayrıldık. Yolda mola vere vere geldik. Güzel bir konser gününü daha noktaladık. Tüm Gölcük dinleyicisine teşekkürler.

Bu arada Birsen Tezer ve ekip müzisyenleri olarak 3. turnemizin ayakları olan; Alanya, Antalya, İzmir, İstanbul ve Gölcük'teki konserlerimizin öncesinden ve sonrasından derlenen görüntüleri, 'Değirmenler' eşliğinde, yine kışın yaptığımız 2. turnemizin görüntülerini ise 'Çal Kapımı' eşliğinde yazı sonundaki video-mix'lerden izleyebilirsiniz.

Nisan ayı 'Birsen Tezer' ve 'Tunç Öndemir Taxi Band' programı belli olduğunda yine buradan ve 'Tunç Öndemir Facebook Page'ten paylaşacağım.

Yukarıda Taxi Band program yazısında görüşmek üzere...































28 Mart 2012 Çarşamba

Birsen Tezer Live! -24 Mart 2012- Haymatlos - İstanbul

Merhaba
24 Mart Cumartesi gecesi, bir süredir turnede olduğumuzdan dolayı bizi özleyen İstanbullu dinleyicilerimiz için Beyoğlu Haymatlos'taydık.

Hava çok güzeldi. Erken kalktım. Bugün konser günüydü. Hayatımdaki binlerce konser günü gibi, geçen haftaki gibi, geçen seneki gibi. Konser günü benim için çok kıymetlidir. O gün için belirli ritüellerim vardır. 22 senedir sahnedeyim. İlk günkü heyecanımın % 90'ını hâlâ taşırım. O gün programım varsa karın ağrısı ile uyanırım. Benim ibadet şeklim bu dermişcesine seyirci karşısına çıkacağım için büyük bir tatmin duyarım, son derece heyecanlanırım. Tüm günümü bu ânı düşünerek geçiririm. Ona göre yer içer, ona göre giyinirim. Kendi adıma; bizi, beni ilgiyle izleyen bizim için gelmiş insanların karşısında olmaktan büyük bir haz alırım, onur duyarım. Seyirciden ve onların gözlerinden aldığım enerji ile beslenirim, alkış ile hayata tutunur, öyle genç kalırım. Sahne spotları gecemin güneşidir. Görmüyormuş gibi yapsam da, ister gitar çalayım ister şarkı söyleyeyim beni izleyenleri tek tek fark ederim. Fark ettikçe daha da heyecanlanırım. Bu duygular 7 yaşında mandolini boynuma asıp aynanın karşısında deodorant kutularıyla şarkı söylediğim günlerden beri aynıdır. Hiç değişmedi.

O gün de İstanbul'un çeşitli köşelerinde gitar derslerimi hallettikten sonra yine ekipten daha geç bir şekilde soundcheck için aynı duygularla Haymatlos'a geldim. Hazırlıklarımı yapacakken sahnede başka bir ekibin malzemelerini gördüm. Daha sonradan öğrendiğime göre Manuel Reina ve arkadaşları bizden önce bir flamenko programı yapacaklarmış. Onların ayarlarını bozmadan, 2. grup olarak çıkacağımızdan kendi ayarlarımı yaptım ve sahneden ayrıldım.

Lafı gelmişken; bu mekandan sound çıkmıyor. Hem ses kontrol yaparken, hem de sahne sırasında ses olarak hiç bir zaman mutlu olmadığım yerlerin başında geliyor. Bahsettiğim günün tüm büyüsünü bu tür bir durum mahvediyor maalesef.
Özellikle de amfi getirmediğim için de olsa gerek ki kendimi hiç duyamıyorum. Gaipten gelen sesimi dinliyorum yalnızca. Program sırasında Emre ile yerlerimizi değiştirdik ve full set up + amfi ile çalan Emre, benim set up'ımla kendini hiç duyamadığını söyledi. Oysa ben onunkiyle kendimi rahat rahat duydum sonunda. Kendime acil olarak bir yeni set up kurmam lazım. Gitar ve amfi dahil. Sahnede kullandığım gitarım dışında tüm gitarlarım, pedal setlerim ve amfilerim rock band için. Akustik-elektrik gitar set up'larına yükselmeye başlıyorum inceden...

Her neyse. Program saatini beklerken kuliste biraz vakit geçirdik. Taxi Band'den ve liseden arkadaşım Korhan da kulise geldi, sohbet muhabbet ettik. Sahne vakti geldiğinde tam kıvama gelmiştik açıkçası. Seyircimiz tüm salonu yine tıklım tıklım doldurmuştu. Onların arasından geçe geçe sahnedeki yerlerimizi aldık. Bu konserde de Alican Narman bizimleydi. Gürol Ağırbaş işleri nedeniyle bizimle olamadı. Cihan albüm parçalarımızdan çaldık. Kendimi duyamadığım için son derece canım sıkıldı, bu yüzüme de yansımıştır eminim. Bir müzisyen için sahnedeki en önemli şey kendini duyabilmesidir. Bu mekanda bu olmuyor arkadaş.

1 saat kadar sonra ara verdik. İkinci sete alışıldığı üzere 'Hoş geldin' ve 'Aşk için söylenmemiş her şey' ile Birsen'le düet yaparak başladık. Daha sonra dediğim gibi Emre ile yerlerimizi ve gitarlarımızı değiştik :) Albümden ve Ortaçgil'den parçalar yaparak, kanun faslından sonra 'Çığlık çığlığa' ile bitirdik. Konser sonrası ve arada kuliste bayağı bir güldük eğlendik. Seyircimiz keyfili olunca ve ben özellikle ertesi gün iş olmayınca kelimenin tam anlamıyla kopuyorum.
Yine böyle bir geceydi benim için. Bayağı bi eğlendim :)

Seyircimiz yine keyifliydi ve bizi özlemiş bir şekilde şarkılarımıza eşlik ettiler. Yine de her şey güzeldi. Tüm İstanbul seyircimize teşekkürler. Konuyla ilgili fotoları aşağıda bulabilirsiniz...

Gecenin sonunda Korhan ve ben ıslak hamburger seansı yaptık ve oradan Kadıköy Barlar Sokağı'nda Zincir'de bekleyen arkadaşlarımızın yanına gittik. Saat 4 gibi ise evlere dağıldık.
Bir İstanbul konser gecesini de böylece bitirdik.
Yukarıda Gölcük konserimizin yazısında görüşmek üzere.







27 Mart 2012 Salı

Birsen Tezer Live! - 22 Mart 2012- Bios -İzmir


Merhaba
22 Mart Perşembe gecesi ekipçe 2. kez Bios'ta, toplam 5. kez İzmir'de konser verdik.
Alanya ve ardından Antalya'dan sabah uçağı ile, 3. turnemizin 3. ayağı olan İzmir'e giden ekibimizi burada kötü bir sürpriz bekliyordu. İzmir'de mermer fuarı vardı ve otellerde yer yoktu. Önceden ayarlanmış olmasına rağmen aksilikler yüzünden ekibimize zor bela oda bulundu. Sabah ekip Antalya'dan İzmir'e uçarken ben havaalanında onlardan ayrıldım ve İstanbul'a gittim. Tam gün iş yerinde çalıştım. İş çıkışı akşam 18.30 uçağı ile İzmir'e geldim, ekibe katıldım. Toplam 3 saat kadar uykuyla narkozlu gibi İzmir sokaklarında gezdiğimi hatırlıyorum. Direkt olarak çalacağımız mekan olan Bios'a gittim, yine iş kıyafetlerimi çıkartıp sahne kıyafetlerimi giydim, ekipten ayrı olarak soundcheckimi tamamladım. Sesler gece boyunca fena değildi. Tonmaister Tolga ile bu mekandan az çok sound çıkıyor diyebilirim.

Programdan önce, her zaman gittiğimiz ve gitmeyi bir nevi âdet edindiğimiz mekanda yemek yiyen Birsen, Enis ve İzmirli arkadaşlarının yanına uğradım. Program üstü biraz demlendikten sonra konser için mekana doğru yola koyulduk.

İzmir seyircisi bambaşka. Konser saati yaklaştığı için Bios'u doldurmaya başlamışlardı. Kulisimize çıktık. Biraz orada vakit geçirip konsere odaklandıktan sonra saat 23.00 gibi sahne aldık. Seyirci gerçekten çok güzeldi. Yine şarkılarımızı bir ağızdan söylediler, istek yaptılar, hatta doğum gününü bizle kutlayan bile oldu.

İzmir'de de Alanya ve Antalaya'da olduğu gibi bass gitarda Alican Narman bizimleydi. Gürol abi işleri yüzünden bu mini turneye katılamadı. Sahne arkadaşlarımızın soloları bol bol alkış aldı. Yine fotoğraflar ve videolar çekildi, sosyal ortamda paylaşıldı, sevgi sözcükleri yazıldı, çizildi.

Gecenin en güzel anılarından biri de, yakın dostlarımız Gökhan, Hülya, Zekiye, Tansel ve arkadaşlarının konsere gelip tüm gece bizlerle olmalarıydı. Takip edenler hatırlayacaklardır; daha önce Karşıyaka konseri çıkışında grupça Mavi'ye gidip No Name'i izlemiştik ve ben de bununla ilgili fotoğraf ve yazıları paylaşmıştım. No Name'den müzisyen arkadaşım Gökhan ve ailesini görmek bizi çok mutlu etti. Birsen de Gökhan'ın yakın arkadaşı olduğundan onu sahneye davet etti ve Aşık Veysel'in 'Dostum dostum' türküsünü çok güzel seslendirdiğini bildiğinden, bu parçayı istek yaptı. Gökhan sahneye geldi, ben bu ânı videoya alabilmek için gitarı ve yerimi hemen Gökhan'a bıraktım. Tüm Bios dinleyicisi yine tek bir ağızdan parçayı söyledi. Aşağıda bu şarkının videosunu bulabilirsiniz.

İkinci sete, bir Hüsnü Arkan- Birsen Tezer düeti olan 'Hoş geldin'i söylemek için, alışıldığı üzere yalnızca ben ve Birsen çıktık. Ardından' Aşk üzerine söylenmemiş her şey' filminin soundtrack'i olan ve ikinci albümümüzde Birsen'in İlhan Şeşen ile düet yapacağı aynı adlı parçayı seslendirdik ikili olarak. Cihan albümümüzden ve Ortaçgil'den parçalar yaptıktan sonra İzmir'de de Antalya'da olduğu gibi Sade'den 'Smooth operator'ü çaldık. Doğum günü kutlayan arkadaşlar sahneye pastalarını getirip bizimle paylaştılar :) Kanun parçalarından sonra 'Çığlık çığlığa' ile bitirdik. Biz bittik, seyircimizin alkışı, enerjisi bitmedi. Müthişti. Sevgisini ve ilgisini eksik etmeyen İzmir seyircisine teşekkür ederiz.

Konserden sonra kulise çıktık. Gökhan'lar da bizimleydi. Gökhan üzerimdeki İstanbul t-shirt'ümü kendi t-shirtiyle değiştirmek istedi. Yani bir nevi forma değiştik. Şimdi dostumdan güzel bir hatıra var bende.

Çok acele şekilde toparlanıp hemen iki sokak ilerideki otele gittim ve hemen uyudum. Saat 02.00'yi bulmuştu. Ertesi sabah 06.20'de uçağım vardı. İstanbul'da iş yerinde sabah toplantıya yetişmek zorundaydım. Bu yüzden geçen Bios konserinde tanıştığımız arkadaş grubunun yine hep birlikte bir şeyler yapma teklifini de reddetmek zorunda kaldım.

Ertesi günü büyük bir yorgunluk içinde tam gün çalışarak geçirdim. Son 36 saati; 3 ayrı şehirde, 4 uçak yolculuğu, 2 konser ve toplamda 2,5 saat uyku ile geçirdiğim için kendimi dinlenmeye aldım. Gün sonunda evde tv. karşısında nasıl keyifli uyuduğumu anlatamam :) Bu yorgunluk, bu keyif, bu ilgi ve sevgi... Çok güzel.. Daim olsun...

İstanbul Haymatlos konser yazısında görüşmek üzere...





















25 Mart 2012 Pazar

Birsen Tezer Live! - 21 Mart 2012- Simurg Temple - Antalya



Merhaba
Birsen Tezer ve ekip müzisyenleri olarak 3. turnemizin ilk ayağı olan Alanya'yadaki konserimize, iş yerimden izin alamadığım için katılamadım. Ekipten konserin güzel geçtiğini öğrenebildim ancak. Bu yüzden turnenin Antalya ayağından ekibe katılabildiğim için, buradan itibaren yazacağım.

21 Mart Çarşamba günü baharın geldiğini müjdeleyen bir gün olması nedeniyle gayet keyfili başladı benim için. Aynı zamanda sevgili kardeşim Özgür Öndemir'in de doğum günü. O gün yoğun bir kaç gün geçireceğim için de gayet mutluydum. Bazen tempomuz aşırı artabiliyor ama sanırım çok yorulduğum halde bundan zevk alıyorum. Aksi halde başka şekilde açıklanamaz şikayetsiz bir şekilde oradan oraya koşturmak...

İş yerinden 17.00'de çıkıp Atatürk Havalimanı'nda 19.00'da kalkacak uçağıma yetiştim. Atlas Jet'in Airbus 321'i gayet konforluydu. Son zamanlarda sıkça seyahat ettiğim için, tüm firmalar arasında bir kaç parametre sebebiyle Atlas'ı diğerlerinden ayrı tutacağım sanırım. Gerek koltuk aralıkları, gerek uçakları, gerek ücretsiz servisleri ve gerekse pilotların iç rahatlatıcı şekilde konuşkan olmaları buna sebep oldu.

Neyse, Antalya'ya indikten sonra taksi ile çalacağımız mekan olan Simurg Temple'a geldim. Hemen üzerimi değiştirip iş kıyafetlerinden kurtuldum ve ekibin çoktan tamamladığı
soundcheckimi bitirdim. Simurg Temple'da sesler fena değil. Sound çıkıyor. Daha sonra mekanın bahçesinde yemek yiyen ekibe katıldım. Alanya'daki konser üzerine sohbet ettik. Güldük, eğlendik ve sahne saatini bekledik. Antalya seyircisi daha önce de aynı yerde bizi dinlemişti. O akşam da mekan yine dinleyenlerimizle doluydu. Toparlandık ve sahneye çıktık. Bir değişiklik yaptık ve 'Sus pus' ile başladık. Bir saat kadar çaldıktan sonra ara verdik. 2. sete yine ben ve Birsen birlikte çıktık ve alışıldığı üzere 'Hoş geldin' ve 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey'i düet yaptık. Kanun parçalarından sonra çığlık çığlığa ile bitirdik. Seyircimizin tepkisi her zamanki gibi güzeldi. Şarkılarımızı bir ağızdan söylediler. Hatta istek şarkılar bile gönderdiler. Sade'den Smooth Operator'ü bile çaldık.

Alkışlar içinde kulise giden Birsen'den sonra final tuşumuzu yaparak sahnemizi bitirdik. Kulisteki foto-imza ritüelinden sonra Birsen 10 dakikalık bir röportaj verdi. Ardından dışarıda bizi otele götürecek taksiye bindik. Keyfimiz gayet yerindeydi. Emre ve ben acıkan karnımızı çantamda bulunan ev yapımı poğaçalarla doyurduk ayaküstü. Ben, Birsen ve Emre takside kendi fotoğrafımızı çektik ki buradan da bu keyif yansıyor :)

Geçen Antalya konserinde kaldığımız otelde kaldık yine. Saat 02.00 gibi uyuduk ve hepimiz saat 07.00'deki uçaklarımıza yetişmek için 05.30'da otelden ayrıldık. Havaalanında ekipten ayrıldım. Onlar İzmir'e, ben İstanbul'a doğru yola çıktık. İstanbul'da tam gün çalıştıktan sonra yine 17.00'de çıkıp İzmir uçağı ile ekibe ve konsere yetiştim. Uykusuz olsam da İzmir konserinin iyi geçecek olması yüzümü güldürüyor, yorgunluğumu alıyordu...

Yukarıda, İzmir konseri yazısında görüşmek üzere. Tüm Antalya dinleyicisine teşekkürler...