. * ZIYARETÇİ DEFTERİ İÇİN TIKLAYIN

29 Nisan 2012 Pazar

Birsen Tezer Live! -Haymatlos/Beyoğlu- 20 Nisan 2012 Cuma



Merhaba
20 Nisan Cuma gecesi Beyoğlu Haymatlos'taydık. Eskişehir ve Ankara konserlerinin yorgunluğunu atmadan bugün ve yarın iki konser yapacak olmak biraz yoracak olsa da, sevenlerle bir arada olmak buna değiyordu açıkçası. İşten çıktıktan sonra direkt olarak Haymatlos'a geldim ve soundcheck'e yetiştim. Beyoğlu aşırı kalabalıktı. Hava çok güzel ve ılıktı. Rodimiz Cevdet abi sahnemizi ve gitar setup'ını hazırlamştı. Üst katta Flamenko dans partisi falan vardı herhalde ki, boş salonda seslerimize bakmak neredeyse mümkün olmadı, keza salon başımıza inecek diye 4-5 kez ciddi endişe duydum. Haymatlos'tan çok zor sound çıkarıyoruz. Bu sefer de bayağı bir zorlandık ama uzun zamandır ilk kez tüm gece boyunca sesler idare eder seviyedeydi. 

Konser vaktine kadar kuliste vakit geçirdim. Biraz sarkıtarak konserimize çıktık. Seyircimiz salonu tıklım tıklım doldurmuş olmasa da yine de içerisi iyiydi. Değirmenler'le başladık. Üzerimde ciddi olarak Eskişehir ve Ankara konserinin yorgunluğunu hissediyordum. Cihan albüm parçalarını, Gürol abinin 'Şelpe'sini ve Ortaçgil'den 'Aşk var mı'yı çaldıktan sonra ara verdik. 
'2. sete Birsen ve ben birlikte çıktık. 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey' ve 'Hoş geldin'i  düet olarak seslendirdik. Daha sonra ekip arkadaşlarımız da geldi ve geri kalan albüm parçalarını da seslendirerek 'Çığlık çığlığa' ile konseri tamamladık. Konserde biraz çenesi düşük arkadaşlar da vardı. Eğer yazımı okuyorlarsa bu arkadaşları sükunete davet ettiğimi söylemek isterim. 
O gece bir de üzücü bir haber aldık. Ayten Alpman'ın öldüğünü öğrendik. Sahnede onun anısına 'Tek başına' isimli şarkısını seslendirdik. Videosunu aşağıya ekledim. Kendisine de buradan rahmet ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Konser sonrası kuliste biraz vakit geçirdikten sonra Cevdet abinin arabasıyla eve döndüm. Konserden 2 hafta kadar bir süre geçti ve yoğunluktan bu satırları ancak yazabildiğimden fazla da detay hatırlamıyorum açıkçası :)
Orada olan herkese sevgiler.

Yukarıda Karga konser yazısında görüşmek üzere. Geceyle ilgili fotoları aşağıda bulabilirsiniz. 
 










22 Nisan 2012 Pazar

Birsen Tezer Live! - Telwe/ Ankara -19 Nisan 2012-

Merhaba.
19 Nisan Perşembe gecesi Ankara Telwe'deydik. Ankara'da ekipçe 4., Telwe'deki 3. konserimizdi.
Bir gün önceki Eskişehir konserinden çıkıp İstanbul'a okula gelmiş ve koca gün ders anlatmıştım. Uykusuz bir şekilde geçirdiğim günün akşamında Ankara konserine yetişmek için Sabiha Gökçen'den kalkacak uçağıma doğru yola koyuldum. Bir gün öncesinden kalan fırtınalı hava biraz tedirgin etse de rahat bir uçak yolculuğu sonrası Ankara'ya vardım. İnsanın iyi bilmediği bir şehirde sora sora biryerleri bulması çok zevkli oluyor. Havaş beni Ulus'ta bıraktı. Taksiler akşam trafiği nedeniyle beni almayınca metronun yolunu tuttum. Kızılay'a geldim ve Yüksel'in oradan sonra, biraz içgüdü ile, biraz da açtığım telefon yardımıyla mekanı buldum. Şimdi diyeceksiniz ki "Dördüncü kez geliyorsun hala öğrenemedin mi be adam? " Ya konser minibüsü ile geliyoruz ya da uçaktan sonra konser minibüsü bizi alıyor. Böyle sokak sokak dolaşa dolaşa gelmedim hiç. Ankara'yı çok severim ben. Çok gençken her hafta sonu Ankara'daydım. Tunalı trafiğe kapanırdı ve biz yolun ortasında gitar muhabbeti yapardık. İstanbul'dan 5-10 arkadaş gide gele oralı insanlarla arkadaş olmuştuk. Güzel hatırlarım vardır.

Her neyse, mekana girdiğimde bizim ekibin yemek yediğini gördüm. İlk iş olarak kendi souncheckimi yaptım. Eskişehir haricinde hem Takamine gitarı hem de Epiphone Dot'u ve zoom kullandığım için soundcheck'im biraz uzun sürdü. Fakat sound çıktı. Gece boyunca da güzeldi diyebilirim. Ankara konserinde bas gitarda İlker Özalp, davulda Derin Bayhan bizimleydi. Gürol Ağırbaş ve Emre Günaydın'ın konserleri vardı.

Daha sonra kuliste sahne vaktini beklemeye başladık. Ankara'da tanıştığımız arkadaşlardan @basaksavasci, @SedefBedir, @ceydakap ' tan başalayarak seyircilerimiz mekanı doldurmaya başladı. Arkadaşım Gizem'in akrabası olan Aslı ve arkadaşı da konserdeydi. Sahne saati geldiğinde mekan tam anlamıyla tıklım tıklımdı. 
Ben Ankara seyricisini çok seviyorum kendi adıma. Böyle şeylere değer verircesine konserleri boş bırakmazlar, eskiden çalıştığım bazı işlerden de bilirim. 

Konserimize başladık. Seyircimiz Birsen'i alkışlarla karşıladı, bir ağızdan şarkıları söylediler. Karşılıklı keyifleştik ve 45 dk. kadar çaldıktan sonra ara verdik. Ara sonrası sahneye ben ve Birsen birlikte çıktık. Bir Hüsnü Arkan-Birsen Tezer düeti olan Hoş geldin'i ve Birsen'in 2. albümde İlhan Şeşen ile düet olarak söyleyeceği 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey' filminin aynı adlı soundtrack'ini yine düet olarak söyledik. Seyircimiz yine şarkılarımıza eşlik etti. Tüm Cihan  albümünü ve Ortaçgil'den parçaları çaldıktan sonra Birsen kanun faslına geçti. Ardından Çığlık çığlığa ile Ankara konserimizi bitirdik.

Seyircimiz geçen konserde olduğu gibi yine kulise akın etti. Albümü imzalattılar, bol bol fotoğraf çektirdiler.  
Şimdi burada Ankaralı dinleyici arkadaşımız @bersankayikci'nın güzel ve anlamlı (*) hediyesinden bahsetmemek olmaz :) Kendisi Birsen'i, beni ve kendisini resmetmiş. Ellerimizde çalgılarımızla, isimlerimizle birlikte bizi çizdiği bir poster hazırlamış. İkimize de verdi ve kendine de imzalattı. Şöyle söyleyeyim; 22 senelik sahne hayatım boyunca aldığım en anlamlı hediyeydi. O an için belli edebildim mi bilmiyorum ama bu böyle. Çünkü kısaca şöyle bir anekdot geçeyim; bundan çok çok uzun yıllar önce ben daha gitara yeni başlamışken, çok sevdiğim bir Alman müzik topluluğuna Türkiye'deki fan kulüplerini kurmak için sürekli mektup yazardım. Onlar bu fan kulüp işlerini kabul ettikten sonra kendi çapımda faaliyetlere başladım. Bir gün onlara solistin, gitaristin ve benim olduğum bir resim çizerek gönderdim. Resme öyle çok özendim ki anlatamam. Gitarist gönderdiğim resmi görmüş, duygulanmış ve kendi el yazısıyla bir cevap yazmıştı. Gelen mektupta aynen şöyle yazıyordu; (*) "Uzun zamandır sahnedeyim ama aldığım en anlamlı hediye bu. Madem müzikle uğraşıyorsun, müzisyen olmak istiyorsun, dilerim müzisyen olursun ve bu senin de bir gün başına gelir. Beni ancak o zaman anlayabilirsin..."
O akşam Ankara'da O'nu anladım. Berşan'a bir kez daha teşekkürler...
Kuliste foto ve imza faslı bittikten ve rodimiz Cevdet abi tüm eşyamızı topladıktan sonra değişmez konser servisimiz Sezai abinin kaptanlığında İstanbul'a dönüş yoluna koyulduk. Sabah iner inmez İstanbul'da okulda derse gireceğim için bir an önce uyumak için can attım doğrusu. Ekip çorba içerken ben minibüs koltuğunda rüyaya dalmıştım bile. 

Bir detayı anlatmadan bitirmeyeyim; ben uyurken mola vermişiz. Tuhaf bir yerdi. Karanlık ve çimenlikti. Uyku sersemi gözümü açtığımda pencereden ak sakallı beyaz giysili bir dedeyi otların üstünde namaz kılarken gördüm. Kafayı yediğimi düşünerek uyumaya devam ettim. Sonradan öğrendiğime göre onu herkes görmüş ve hakikaten dedecik sabah namazını kılıp seccadeyi toplayıp dinlenme tesisilerinde çalışmaya devam etmiş. Allah uzun ömür versin dedecim :)



Ankara seyircisine gönülden teşekkürler. Umarız en kısa zamanda yine görüşürüz. 
Not 1: Fotoğraflarını soran arkadaşlar aşağıya eklediğim fotolar arasından kendilerini bulabilirler  :) Bir de mini video olacak...


Not 2:  Biz de sizi seviyoruz ;)