. * ZIYARETÇİ DEFTERİ İÇİN TIKLAYIN

22 Nisan 2012 Pazar

Birsen Tezer Live! - Telwe/ Ankara -19 Nisan 2012-

Merhaba.
19 Nisan Perşembe gecesi Ankara Telwe'deydik. Ankara'da ekipçe 4., Telwe'deki 3. konserimizdi.
Bir gün önceki Eskişehir konserinden çıkıp İstanbul'a okula gelmiş ve koca gün ders anlatmıştım. Uykusuz bir şekilde geçirdiğim günün akşamında Ankara konserine yetişmek için Sabiha Gökçen'den kalkacak uçağıma doğru yola koyuldum. Bir gün öncesinden kalan fırtınalı hava biraz tedirgin etse de rahat bir uçak yolculuğu sonrası Ankara'ya vardım. İnsanın iyi bilmediği bir şehirde sora sora biryerleri bulması çok zevkli oluyor. Havaş beni Ulus'ta bıraktı. Taksiler akşam trafiği nedeniyle beni almayınca metronun yolunu tuttum. Kızılay'a geldim ve Yüksel'in oradan sonra, biraz içgüdü ile, biraz da açtığım telefon yardımıyla mekanı buldum. Şimdi diyeceksiniz ki "Dördüncü kez geliyorsun hala öğrenemedin mi be adam? " Ya konser minibüsü ile geliyoruz ya da uçaktan sonra konser minibüsü bizi alıyor. Böyle sokak sokak dolaşa dolaşa gelmedim hiç. Ankara'yı çok severim ben. Çok gençken her hafta sonu Ankara'daydım. Tunalı trafiğe kapanırdı ve biz yolun ortasında gitar muhabbeti yapardık. İstanbul'dan 5-10 arkadaş gide gele oralı insanlarla arkadaş olmuştuk. Güzel hatırlarım vardır.

Her neyse, mekana girdiğimde bizim ekibin yemek yediğini gördüm. İlk iş olarak kendi souncheckimi yaptım. Eskişehir haricinde hem Takamine gitarı hem de Epiphone Dot'u ve zoom kullandığım için soundcheck'im biraz uzun sürdü. Fakat sound çıktı. Gece boyunca da güzeldi diyebilirim. Ankara konserinde bas gitarda İlker Özalp, davulda Derin Bayhan bizimleydi. Gürol Ağırbaş ve Emre Günaydın'ın konserleri vardı.

Daha sonra kuliste sahne vaktini beklemeye başladık. Ankara'da tanıştığımız arkadaşlardan @basaksavasci, @SedefBedir, @ceydakap ' tan başalayarak seyircilerimiz mekanı doldurmaya başladı. Arkadaşım Gizem'in akrabası olan Aslı ve arkadaşı da konserdeydi. Sahne saati geldiğinde mekan tam anlamıyla tıklım tıklımdı. 
Ben Ankara seyricisini çok seviyorum kendi adıma. Böyle şeylere değer verircesine konserleri boş bırakmazlar, eskiden çalıştığım bazı işlerden de bilirim. 

Konserimize başladık. Seyircimiz Birsen'i alkışlarla karşıladı, bir ağızdan şarkıları söylediler. Karşılıklı keyifleştik ve 45 dk. kadar çaldıktan sonra ara verdik. Ara sonrası sahneye ben ve Birsen birlikte çıktık. Bir Hüsnü Arkan-Birsen Tezer düeti olan Hoş geldin'i ve Birsen'in 2. albümde İlhan Şeşen ile düet olarak söyleyeceği 'Aşk üzerine söylenmemiş her şey' filminin aynı adlı soundtrack'ini yine düet olarak söyledik. Seyircimiz yine şarkılarımıza eşlik etti. Tüm Cihan  albümünü ve Ortaçgil'den parçaları çaldıktan sonra Birsen kanun faslına geçti. Ardından Çığlık çığlığa ile Ankara konserimizi bitirdik.

Seyircimiz geçen konserde olduğu gibi yine kulise akın etti. Albümü imzalattılar, bol bol fotoğraf çektirdiler.  
Şimdi burada Ankaralı dinleyici arkadaşımız @bersankayikci'nın güzel ve anlamlı (*) hediyesinden bahsetmemek olmaz :) Kendisi Birsen'i, beni ve kendisini resmetmiş. Ellerimizde çalgılarımızla, isimlerimizle birlikte bizi çizdiği bir poster hazırlamış. İkimize de verdi ve kendine de imzalattı. Şöyle söyleyeyim; 22 senelik sahne hayatım boyunca aldığım en anlamlı hediyeydi. O an için belli edebildim mi bilmiyorum ama bu böyle. Çünkü kısaca şöyle bir anekdot geçeyim; bundan çok çok uzun yıllar önce ben daha gitara yeni başlamışken, çok sevdiğim bir Alman müzik topluluğuna Türkiye'deki fan kulüplerini kurmak için sürekli mektup yazardım. Onlar bu fan kulüp işlerini kabul ettikten sonra kendi çapımda faaliyetlere başladım. Bir gün onlara solistin, gitaristin ve benim olduğum bir resim çizerek gönderdim. Resme öyle çok özendim ki anlatamam. Gitarist gönderdiğim resmi görmüş, duygulanmış ve kendi el yazısıyla bir cevap yazmıştı. Gelen mektupta aynen şöyle yazıyordu; (*) "Uzun zamandır sahnedeyim ama aldığım en anlamlı hediye bu. Madem müzikle uğraşıyorsun, müzisyen olmak istiyorsun, dilerim müzisyen olursun ve bu senin de bir gün başına gelir. Beni ancak o zaman anlayabilirsin..."
O akşam Ankara'da O'nu anladım. Berşan'a bir kez daha teşekkürler...
Kuliste foto ve imza faslı bittikten ve rodimiz Cevdet abi tüm eşyamızı topladıktan sonra değişmez konser servisimiz Sezai abinin kaptanlığında İstanbul'a dönüş yoluna koyulduk. Sabah iner inmez İstanbul'da okulda derse gireceğim için bir an önce uyumak için can attım doğrusu. Ekip çorba içerken ben minibüs koltuğunda rüyaya dalmıştım bile. 

Bir detayı anlatmadan bitirmeyeyim; ben uyurken mola vermişiz. Tuhaf bir yerdi. Karanlık ve çimenlikti. Uyku sersemi gözümü açtığımda pencereden ak sakallı beyaz giysili bir dedeyi otların üstünde namaz kılarken gördüm. Kafayı yediğimi düşünerek uyumaya devam ettim. Sonradan öğrendiğime göre onu herkes görmüş ve hakikaten dedecik sabah namazını kılıp seccadeyi toplayıp dinlenme tesisilerinde çalışmaya devam etmiş. Allah uzun ömür versin dedecim :)



Ankara seyircisine gönülden teşekkürler. Umarız en kısa zamanda yine görüşürüz. 
Not 1: Fotoğraflarını soran arkadaşlar aşağıya eklediğim fotolar arasından kendilerini bulabilirler  :) Bir de mini video olacak...


Not 2:  Biz de sizi seviyoruz ;)
























































































Birsen Tezer Live! -Hayal Kahvesi /Eskişehir - 18 Nisan 2012

Merhaba.
18 Nisan Çarşamba günü Eskişehir Hayal Kahvesi'nde çaldık. Konser ekibimizin transferini yapan Sezai abi, tüm ekibi, rodimiz Cevdet abiyi ve menajerimiz Koray'ı da alıp Eskişehir yoluna düştü. Tabii her zamanki gibi ben hariç. Biliyorsunuz ben aynı zamanda müzik öğretmeniyim ve okuldan böyle durumlar için izin almam çok zor. Akşam derslerimi bitirdikten sonra Eskişehir otobüsüne atlamak için terminale gittim. Fakat hatırlarsınız o gün İstanbul'da fırtına kopmuştu, Boğaz Köprüsü trafiğe kapanmıştı. İşte tüm bu sebeplerden dolayı otobüs gecikmeli geldi. Tam 1,5 saat! Ben ekibe telefon açıp gelemeyebileceğimi dâhi söylemiştim. Ama otobüs gelince bindim ve yola koyuldum. Rahat bir yolculukla Eskişehir'e geldim. 
Hayal Kahvesi'ne geldiğimde ekip kuliste dinleniyordu. Üzerimi değiştirdim ve onlara katıldım. O akşam ve bir sonraki Ankara konserinde bizimle çalacak olan bascı  İlker Özalp ile tanıştım. Hem  Gürol Ağırbaş'ın hem de Gürol abi meşgul olduğu zamanlar onunla dönüşümlü olarak çalan bascımız Alican Narman'ın bu iki gün konserleri olduğu için İlker bizimle çalacaktı. Aynı zamanda davulcumuz Emre Günaydın'ın da konserleri olduğundan bu iki gün için bize davulda Derin Bayhan eşlik etti. Biliyorsunuz Gürol Ağırbaş aynı zamanda  hem Bülent Ortaçgil'le, hem de Zuhal Olcay'la çalışıyor. Emre Günaydın ve Alican Nayman ise Pilli Bebek ile çalıyorlar.

Souncheck yapmadan sahne zamanı gelince yerlerimizi aldık. Salon alıştığımız dolulukta değildi fakat yine de güzeldi. Akşamını bizi dinleyerek geçirmeyi tercih edenler için güzel bir konser olacaktı. Değirmenler'le başladık. Cihan albüm parçalarımızdan çaldıktan sonra ara verdik. İkinci seti de yine albüm parçalarından ve Ortaçgil'den şarkılar söyleyerek bitirmek üzereydik ki bir Hüsnü Arkan-Birsen Tezer düeti olan 'Hoş geldin' isteği geldi. Birsen'le birlikte düet olarak seslendirmek için hazırlandık. Birsen parçaya girdiği anda elektrikler kesildi. Akustik olarak şarkıya devam ettik. Bu kez ben söylemedim. Şarkıyı bitirdik fakat jeneratör de çalışmadı, elektrik de gelmedi. Biz de seyircilerimizle birlikte ilk kez akustik olarak bir şarkı seslendirme fırsatı bulmuş olduk :)
Belki de ilk kez 'Çığlık çığlığa'yı seslendirmeden programı bitirdik. 

Sahneden iner inmez telefon ışıkları yardımıyla kulisi buldum ve gelince değiştirdiğim iş kıyafetlerini geri giymek için uygun yer aramaya başladım. Tekrar öğretmen formatına döndükten sonra dinleyici arkadaşların kuliste Birsen'e  ve bana rakı kadehi imzlatmak için beklediklerini gördüm :)  @d_buseuslan ve
arkadaşımız daha önceki Hüsnü Arkan'ın da bizimle söylediği Eskişehir konserinde kadehini Hüsnü bey'e imzalatmış. Kalan kısmını da o gece @Buseliik arkadaşla birlikte Birsen'e ve bana imzalattılar. Benim için de değişik bir tecrübe oldu doğrusu. Aynı arkadaş sahnede giydiğim İstanbul t-shirt'üne de talip bu arada. İzmir konserinde giydiğim aynı t-shirt'ü Gökhan istemişti ve onunla forma değişir gibi t-shirt değişmiştik. Gittim  aynısının ikincisini aldım ama anlaşılan bu t-shirt de gidici. Ben en iyisi Mavi Jeans'la sponsor olması için bir konuşayım :P

Arkadaşlar çorba içmeye, bense 02.30'daki otobüsüme doğru yola koyulduk. Uykusuz, kalabalık ve sıcak bir yolculuktan sonra okula geldim. Biraz erken geldiğim için  boş koridorlarda vakit geçirdim. Daha sonra dersler başladı ve ben akşamı zor edip Ankara konseri için bir kez daha yollara düştüm.
Bazı fotoları çekip bana yollayan dinleyici arkadaşımız @rojdass'a teşekkürler.

Yukarıda Ankara konser yazısında görüşmek üzere.
Orada bulunan tüm Eskişehir dinleyicisine teşekkürler...